Güneş Batar Ay Doğar Kitap Açıklaması
Güneş ufukta devasa kızıl bir sini benzer biçimde yavaş yavaş batıyordu. Ufuk da, güneş benzer biçimde kıpkızıldı bu akşam. Güneşi asla bu kadar büyük görmemişti şimdiye kadar. Kim bilir asla bu kadar dikkat etmemişti ona bugüne değin. Onun, akşamın olmasını istemediğini biliyormuşçasına adeta batmakta nazlanıyor, bir türlü ufku terk etmiyordu. İçinden geçenleri okuyordu sanki güneş. Onun halinden anlıyor, sıkıntılarını biliyor gibiydi. Ufukta birazcık daha kalmak, bir nebze de olsa onun içini aydınlatmak, ona umut vermek ister benzer biçimde bir hal vardı bugün güneşte. Bir süre ufuk çizgisinde arzı endam ettikten sonrasında, yavaş yavaş kayboldu dağların arkasında. Ve güneş battı. Evet, vakti erişince o da batacaktı. Şu sebeple güneş her gün batmak suretiyle doğuyordu. Batmazsa ertesi sabah iyi mi doğacaktı? Her doğan, bigün batacaktı elbet. Bu, Yüce Yaratıcının koyduğu değişmez bir kanundu. Vaktinde doğup vaktinde batmak da güneşin vazifesiydi. Her varlık benzer biçimde o da vazifesini yapıyordu kusursuz bir halde. Bugün güneş de kendisi benzer biçimde hüzünlüydü sanki. Ya da ona o şekilde geliyordu. İçinde her insanın, her şeyin kendisi benzer biçimde hüzünlü olduğu hissi vardı bu akşam. Kendisi ağlayan bir kimse herkesi ağlıyor zannedermiş ya, o da güneşi kendisi benzer biçimde hüzünlü zannediyordu bugün. Bugün de güneş daha bir hüzünlü kayboldu dağların peşinden. O ise, gene her zamanki benzer biçimde dertleriyle baş başa kaldı bu akşam o ufak odasında. Güneş Batar Ay Doğar PDF E-Kitap
Facebook comments